Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Abdullah Türkoğlu bulunduğu cezaevinden getirilirken öldürülen Servet Bakırtaş’ın kızı avukat Elif Bakırtaş, İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç, Türkiye Barolar Birliği’ni temsilen Avukat Gökhan Bozkurt, Tekirdağ Barosu Başkanı Avukat Egemen Gürcün, Kırklareli Barosu Başkanı Avukat Turgay Hınız ve baroya kayıtlı çok sayıda avukat duruşma salonunda hazır bulundu.Avukatlar duruşmaya yakalarına taktıkları avukat Servet Bakırtaş’ın fotoğrafıyla katıldı. Önceki duruşmada sanık avukatının görevinden istifa etmesi üzerine sanık Abdullah Türkoğlu'na yeni atanan avukatın da duruşma öncesi mahkemeye istifa dilekçesi sunduğu belirtildi.Duruşmada Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi'nin hazırladığı rapora göre Abdullah Türkoğlu’nun cezai sorumluluğunun tam olduğu belirtildi. “BİZE ‘GELMEYİN SİZİ DE VURURUM’ DEDİ"
Duruşmada Abdullah Türkoğlu’nu ve öldürdüğü Öznur Tufan’ı 10 yaşından beri tanıdığını söyleyen Ramazan Doğan tanık olarak dinlendi. Doğan ifadesinde, “Ben spotçular çarşısında çalışıyorum. Olay günü çarşıda silah sesi duydum. Kadını vurdular diye bağırıyorlardı. Ben hem vurulanı hem de vuranı 10 yaşımdan beri tanırım. Zaten ellerinde büyüdüm. Ancak sanığı en son 10-12 sene görmüştüm o zaman daha gençti.O yüzden ilk gördüğümde tanıyamadım. Kaçan şahısın peşinden gittik. Bize ‘Gelmeyin sizi de vururum’ dedi. Hemen 155’i aradım. Şahısı yakaladık. Yüzüstü yere yatırdık. Niye yaptın diye sordum. ‘Beni mahvettiler, beni bitirdiler, yaşam hakkı vermediler’ gibi şeyler söyledi. Ses tonundan tanıdım. ‘Abdullah ağabey sen misin?’ dedim ‘Evet benim’ dedi. Poşetinde silah vardı. Gelen polislere şahsı teslim ettik" dedi.
Duruşmada söz alan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç ise, öldürülen avukatlar Hüseyin Yama ve Ersin Arslan davalarında İstanbul Barosu’nun katılma talebinin mahkemeler tarafından kabul edildiğini söyleyerek buna ilişkin tutanakları mahkemeye sundu.Baro Başkanı Filiz Saraç, Servet Bakırtaş’ın öldürülmesinin kişilerin savunma hakkına yapılmış bir saldırı olduğunu belirterek tüm baroların bu davaya katılma talebinde bulunmasını rica etti ve mahkemeden de katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi. “DOĞRUDAN ZARAR GÖREN BİR AVUKAT ARIYORSANIZ O BENİM"
Duruşmada söz alan Servet Bakırtaş’ın kızı avukat Elif Bakırtaş, “Ben stajı yeni bitmiş bir avukatım. 6 yaşımdan beri bu koridorlardayım. Ben mesleği babamdan öğrenmek istiyordum ama artık yok. Ben artık her kapı çaldığında korkarak açıyorum. Eğer doğrudan zarar gören bir avukat arıyorsanız o benim. Lütfen baroların katılma taleplerini kabul edin" diye konuştu. Söz hakkı verilen sanık Abdullah Türkoğlu ise, söyleyecek birşeyi olmadığı belirterek bir sonraki celse SEGBİS ile duruşmaya katılmak talebini mahkemeye iletti. Mahkeme, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin emsal kararını dikkate alarak İstanbul Barosu ve Türkiye Barolar Birliği’nin katılma taleplerinin kabul edilmesine karar verdi. Barodan sanığa yeniden bir müdafi avukat atanması için yazı yazılmasına hükmedildi, duruşma ertelendi. İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu'nun 2014 yılında Yenibosna Spotçular Çarşısında iş yeri olduğu, aynı yerde işyeri olan Burak Ocak'ı tartışma neticesinde silahla yaraladığı gerekçesiyle cezaevine girdiği, cezaevinden tahliye olduktan sonra Burak Ocak'ın avukatı maktul Servet Bakırtaş'ın kendisine haciz işlemleri yaptığı anlatıldı.
Avukat Bakırtaş'ın cezaevinde bulunduğu süreçte ablasına sattığı ev ile ilgili tasarrufun iptalini istemesi ve 900 bin TL'lik tazminat davası açması nedeniyle Burak Ocak ve Bakırtaş'a husûmet beslediği ve her ikisini de öldürmeye karar verdiği kaydedildi. Sanık Abdullah Türkoğlu'nun 6 Temmuz 2022 tarihinde saat 13.03'te Servet Bakırtaş'ın avukatlık ofisine gittiği, sanığın misafir koltuğuna oturduktan sonra "Ben Abdullah Türkoğlu beni hatırladınız mı?" diyerek yanında getirdiği ruhsatsız silahla avukat Servet Bakırtaş'ı göğüs ve boyun bölgesine iki el ateş ederek öldürdükten sonra olay yerinden kaçtığı belirtildi.
Sanık Abdullah Türkoğlu'nun Bakırtaş'ı öldürdükten sonra silahı yanında getirdiği poşete koyarak ayrıldığı, Öznur Tufan'ı yine yanında bulunan ruhsatsız tabanca ile boyun kısmına tek el ateş ederek öldürerek kaçtığı anlatıldı.
İddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu'nun olaydan 1 yıl önce avukat Servet Bakırtaş'ı öldürmeye karar verdiği, sahte nüfus cüzdanını olay sonrasında kaçmayı düşündüğü için yanında bulundurduğu şeklindeki beyanı dikkate alınarak suçu tasarlayarak işlediği kaydedildi. Sanığın Öznur Tufan'ı ise ani gelişen öldürme kastıyla öldürdüğü anlatıldı. İddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu'nun "Tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmek" ve "Kadına karşı kasten öldürmek", "Resmi belgede sahtecilik" ve "Ruhsatsız silah taşıma" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve toplam 3 yıldan 8 yıla kadar hapsi cezasıyla cezalandırılması talep edildi
Duruşmada Abdullah Türkoğlu’nu ve öldürdüğü Öznur Tufan’ı 10 yaşından beri tanıdığını söyleyen Ramazan Doğan tanık olarak dinlendi. Doğan ifadesinde, “Ben spotçular çarşısında çalışıyorum. Olay günü çarşıda silah sesi duydum. Kadını vurdular diye bağırıyorlardı. Ben hem vurulanı hem de vuranı 10 yaşımdan beri tanırım. Zaten ellerinde büyüdüm. Ancak sanığı en son 10-12 sene görmüştüm o zaman daha gençti.O yüzden ilk gördüğümde tanıyamadım. Kaçan şahısın peşinden gittik. Bize ‘Gelmeyin sizi de vururum’ dedi. Hemen 155’i aradım. Şahısı yakaladık. Yüzüstü yere yatırdık. Niye yaptın diye sordum. ‘Beni mahvettiler, beni bitirdiler, yaşam hakkı vermediler’ gibi şeyler söyledi. Ses tonundan tanıdım. ‘Abdullah ağabey sen misin?’ dedim ‘Evet benim’ dedi. Poşetinde silah vardı. Gelen polislere şahsı teslim ettik" dedi.
Duruşmada söz alan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç ise, öldürülen avukatlar Hüseyin Yama ve Ersin Arslan davalarında İstanbul Barosu’nun katılma talebinin mahkemeler tarafından kabul edildiğini söyleyerek buna ilişkin tutanakları mahkemeye sundu.Baro Başkanı Filiz Saraç, Servet Bakırtaş’ın öldürülmesinin kişilerin savunma hakkına yapılmış bir saldırı olduğunu belirterek tüm baroların bu davaya katılma talebinde bulunmasını rica etti ve mahkemeden de katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi. “DOĞRUDAN ZARAR GÖREN BİR AVUKAT ARIYORSANIZ O BENİM"
Duruşmada söz alan Servet Bakırtaş’ın kızı avukat Elif Bakırtaş, “Ben stajı yeni bitmiş bir avukatım. 6 yaşımdan beri bu koridorlardayım. Ben mesleği babamdan öğrenmek istiyordum ama artık yok. Ben artık her kapı çaldığında korkarak açıyorum. Eğer doğrudan zarar gören bir avukat arıyorsanız o benim. Lütfen baroların katılma taleplerini kabul edin" diye konuştu. Söz hakkı verilen sanık Abdullah Türkoğlu ise, söyleyecek birşeyi olmadığı belirterek bir sonraki celse SEGBİS ile duruşmaya katılmak talebini mahkemeye iletti. Mahkeme, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin emsal kararını dikkate alarak İstanbul Barosu ve Türkiye Barolar Birliği’nin katılma taleplerinin kabul edilmesine karar verdi. Barodan sanığa yeniden bir müdafi avukat atanması için yazı yazılmasına hükmedildi, duruşma ertelendi. İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu'nun 2014 yılında Yenibosna Spotçular Çarşısında iş yeri olduğu, aynı yerde işyeri olan Burak Ocak'ı tartışma neticesinde silahla yaraladığı gerekçesiyle cezaevine girdiği, cezaevinden tahliye olduktan sonra Burak Ocak'ın avukatı maktul Servet Bakırtaş'ın kendisine haciz işlemleri yaptığı anlatıldı.
Avukat Bakırtaş'ın cezaevinde bulunduğu süreçte ablasına sattığı ev ile ilgili tasarrufun iptalini istemesi ve 900 bin TL'lik tazminat davası açması nedeniyle Burak Ocak ve Bakırtaş'a husûmet beslediği ve her ikisini de öldürmeye karar verdiği kaydedildi. Sanık Abdullah Türkoğlu'nun 6 Temmuz 2022 tarihinde saat 13.03'te Servet Bakırtaş'ın avukatlık ofisine gittiği, sanığın misafir koltuğuna oturduktan sonra "Ben Abdullah Türkoğlu beni hatırladınız mı?" diyerek yanında getirdiği ruhsatsız silahla avukat Servet Bakırtaş'ı göğüs ve boyun bölgesine iki el ateş ederek öldürdükten sonra olay yerinden kaçtığı belirtildi.
Sanık Abdullah Türkoğlu'nun Bakırtaş'ı öldürdükten sonra silahı yanında getirdiği poşete koyarak ayrıldığı, Öznur Tufan'ı yine yanında bulunan ruhsatsız tabanca ile boyun kısmına tek el ateş ederek öldürerek kaçtığı anlatıldı.
İddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu'nun olaydan 1 yıl önce avukat Servet Bakırtaş'ı öldürmeye karar verdiği, sahte nüfus cüzdanını olay sonrasında kaçmayı düşündüğü için yanında bulundurduğu şeklindeki beyanı dikkate alınarak suçu tasarlayarak işlediği kaydedildi. Sanığın Öznur Tufan'ı ise ani gelişen öldürme kastıyla öldürdüğü anlatıldı. İddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu'nun "Tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmek" ve "Kadına karşı kasten öldürmek", "Resmi belgede sahtecilik" ve "Ruhsatsız silah taşıma" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve toplam 3 yıldan 8 yıla kadar hapsi cezasıyla cezalandırılması talep edildi