Türkiye son dönemde hemen her güne yeni bir soruşturma ya da gözaltı dalgası ile uyanıyor. Son olarak İBB'ye yönelik soruşturma dalgası ve beraberinde başlayan protestolar ülke gündemine oturdu. Protestoların ardından adliye koridorları "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na Muhalefet" ile "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" suçlaması ile yargılananlarla dolup taştı.Gözaltı ve tutuklama kararlarına yönelik tartışmalar devam ederken, özellikle "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu"ndan başlatılan dava sayısındaki dramatik artış dikkat çekici boyutta.
Adalet Bakanlığı’nın verileri TCK 216 kapsamında açılan dosyaların boyutu ortaya koyuyor; 2023 yılı sonrasında Ceza Mahkemeleri’nde TCK 216 kapsamında açılan dosya sayısı bir önceki yıldan devredilenlerle birlikte 2 bin 283’e kadar yükseldi. Dosyalarda yargılanan sanık sayısının 2 bin 627, isnat edilen suç sayısının ise 3 bin 219 olduğu kaydedildi. Ceza Mahkemeleri’nde, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle yalnızca 2023'te 1.181 kişinin sanık olduğu belirtildi.2023 yılında TCK 216 kapsamında karara bağlanan 2.042 dosyadan 182 kişiye mahkumiyet kararı çıktı. 2023’te, “Halkı kin ve düşmanlığa teşvik” suçunu işlediği iddiası ile yargılanan 654 kişinin ise beraatına hükmedildi. TCK 216 kapsamında cezalandırılan 270 kişi ise “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” uygulamasından faydalandırıldı.Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis olarak belirtiliyor. Aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarda düzenlenen halkın bir kesimini aşağılama ve dini değerleri aşağılama suçlarının cezaları ise, altı aydan bir yıla kadar hapis olarak kaydediliyor. Bu suç bakımından görevli olan Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen kararlar, dava açılan sanıkların birçoğunun "üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığından" süreç sonunda beraat kararı vermek orunda alıyor.TCK 216 kapsamında açılan bir davanın hükmü, hemen her gün bir benzeri açılan hukuki meşruiyeti bir yana, kamuya verdiği zararı da ortaya koyuyor;"HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Her ne kadar sanık hakkında halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış ise de sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığından CMK 223/2-a maddesi gereği BERAATİNE, Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 30.000,00 TL avukatlık ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine, Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına..."
HAZİNEYE BÜYÜK YÜKYukarıdaki karar metninde; "dini değerleri alenen aşağılama suçu"nu işlediği iddiasıyla sava açılan vatandaşın suç işemediğinin belirlenmesi üzerine beraatine karar verilirken, 30 bin TL avukatlık ücreti ve diğer dava giderleri hazineden alınıyor. açılan dava sayısı göz önüne alındığında bu durum hazine için milyonlarca liralık yük demek oluyor.Yani suç unsurlarının varlığına dava sürecinde bakılan ve zırt pırt açılır hale gelen kamu davalarının faturası, "ekonomik krizle" mücadele edilen şu dönemde yine kamuya kesiliyor.
Adalet Bakanlığı’nın verileri TCK 216 kapsamında açılan dosyaların boyutu ortaya koyuyor; 2023 yılı sonrasında Ceza Mahkemeleri’nde TCK 216 kapsamında açılan dosya sayısı bir önceki yıldan devredilenlerle birlikte 2 bin 283’e kadar yükseldi. Dosyalarda yargılanan sanık sayısının 2 bin 627, isnat edilen suç sayısının ise 3 bin 219 olduğu kaydedildi. Ceza Mahkemeleri’nde, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle yalnızca 2023'te 1.181 kişinin sanık olduğu belirtildi.2023 yılında TCK 216 kapsamında karara bağlanan 2.042 dosyadan 182 kişiye mahkumiyet kararı çıktı. 2023’te, “Halkı kin ve düşmanlığa teşvik” suçunu işlediği iddiası ile yargılanan 654 kişinin ise beraatına hükmedildi. TCK 216 kapsamında cezalandırılan 270 kişi ise “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” uygulamasından faydalandırıldı.Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis olarak belirtiliyor. Aynı maddenin 2. ve 3. fıkralarda düzenlenen halkın bir kesimini aşağılama ve dini değerleri aşağılama suçlarının cezaları ise, altı aydan bir yıla kadar hapis olarak kaydediliyor. Bu suç bakımından görevli olan Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen kararlar, dava açılan sanıkların birçoğunun "üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığından" süreç sonunda beraat kararı vermek orunda alıyor.TCK 216 kapsamında açılan bir davanın hükmü, hemen her gün bir benzeri açılan hukuki meşruiyeti bir yana, kamuya verdiği zararı da ortaya koyuyor;"HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Her ne kadar sanık hakkında halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış ise de sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığından CMK 223/2-a maddesi gereği BERAATİNE, Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 30.000,00 TL avukatlık ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine, Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına..."
HAZİNEYE BÜYÜK YÜKYukarıdaki karar metninde; "dini değerleri alenen aşağılama suçu"nu işlediği iddiasıyla sava açılan vatandaşın suç işemediğinin belirlenmesi üzerine beraatine karar verilirken, 30 bin TL avukatlık ücreti ve diğer dava giderleri hazineden alınıyor. açılan dava sayısı göz önüne alındığında bu durum hazine için milyonlarca liralık yük demek oluyor.Yani suç unsurlarının varlığına dava sürecinde bakılan ve zırt pırt açılır hale gelen kamu davalarının faturası, "ekonomik krizle" mücadele edilen şu dönemde yine kamuya kesiliyor.