İstanbul’da karısının panik atak hastası olduğunu kendisinden gizlediğini, ailesiyle birlikte yaşamak istemediğini ve eşinin evi sık sık terk ettiğini ileri süren bir kişi boşanma davası açtı. Eşinin iddialarını reddeden kadın da karşı boşanma davası açarak asıl mağdurun kendisi olduğunu öne sürdü.Kocası ve kayınvalidesinin kendisine karşı psikolojik baskı, hakaret ve aşağılayıcı hareketler sergilediğini dilekçesinde belirten kadın, “Eşim kendi ailesinin bana karşı hakaretlerine sessiz kalmaktadır. Düğünden sonra takılan tüm bilezik ve altınlarımı geri vermediler. Bu nedenle boşanmamıza karar verilmesini istiyorum. 100 bin lira tazminat ile nafaka talebim vardır” dedi.Aile Mahkemesi, kocayı kusurlu sayarak açtığı boşanma davasını reddetti.Kadının davasını kabul eden mahkeme, tarafları ‘evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle’ boşanmasına karar vererek, davalı kocayı tazminat ödemeye hükmetti.Yerel mahkemenin kararına itiraz eden davalı koca, dava dosyasını Yargıtay’a taşıdı. Evliliğinin sadece 6 ay sürdüğünü temyiz dilekçesinde anlatan davalı koca, kararın kaldırılmasını istedi. Talebi değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, erkeğin kendi annesinin eşine yönelik sürekli hakaret etmesine izin vermesinde ve eşini annesiyle birlikte sürekli aynı evde yaşamaya mecbur bırakmasında tam kusurlu olduğunu belirterek yerel mahkemenin kararını onadı.
Gündem
Yayınlanma: 01 Mart 2024 - 10:48
Yargıtay'dan emsal karar: Kayınvalidenin gelinine hakaret etmesine sessiz kalan koca kusurlu
Yargıtay, kayınvalidenin gelinine hakaret etmesine sessiz kalan kocayı kusurlu buldu. Erkeğin boşandığı eşine karşı tazminat ödemesine karar veren Yargıtay, bunun kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirtti.
Gündem
01 Mart 2024 - 10:48