Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler pandemi nedeniyle 3 yıldır cezalarını izinli olarak evlerinde infaz ediyorlardı. Bu haberimiz izindeki mahkûmları değil, cezası kesinleşip de firari durumda olan veya cezası kesinleşip de hakkında yakalama kararı çıkartılmayan hükümlüleri ilgilendiriyor.
2016 ve 2020 tarihlerinde çıkan infaz düzenlemelerinde dosyalarda suç tarihleri baz alınıyordu ve bu durum infaz sürecini kolaylaştırıyordu. 31 Temmuz günü yürürlüğe girecek yeni düzenlemede ise bazı hukukçular 31 Temmuz tarihini suç tarihi / kesinleşme tarihi olarak kabul etse de; yasa içerisindeki maddelerde böyle bir ibare yer almıyor.
İnfaz düzenlemesinde özellikle “31/07/2023 tarihi itibariyle kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden…” ibaresi yer almış. Bu ibareden de anlaşılacağı üzere cezası kesinleşip de haklarında yakalama kararı bulunup teslim olmayanlar yani 31/07/2023 tarihinde cezaevine olmayan hükümlüler bu yasadan faydalanamıyor.
Ayrıca; yasada yer alan ibare bu şeklide uygulanırsa dosyası İstinafta, Yargıtay’da olan, mahkeme kalemlerinde kesinleşmeyi bekleyen veya infaz savcılıkları tarafından haklarında yakalama müzekkeresi hazırlanmayan binlerce vatandaş mağdur olacak. Cezası kesinleştiği halde teslim olmayıp da firari durumda olanlarda 31 Temmuz tarihine kadar teslim olmazsa yasada faydalanamıyor.
Mahkemelerde, savcılıklar ve emniyet birimlerindeki yoğunluk vatandaşları mağdur edebilir. Örnek verecek olursak kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıldan fazla hapis cezasının infazı için doğrudan yakalama emri çıkarılıyor. Yani kolluk ekipleri sizi yakalayana kadar sizin durumdan haberiniz olmuyor. Kolluk ekiplerindeki iş yoğunluğu sizin bu yasadan faydalanmanızı doğrudan etkileyebiliyor.
Her ne kadar düzenleme infaz savcılığı / hakimliği ve cezaevleri infaz bürolarının iş yoğunluğunu direk etkilese bu birimlerde görev yapan savcı, hakim ve memurların izinden dönüp çalışacak olsa da; ilk derece mahkemeler, İstinaf ve Yargıtay’da görev yapan hakim ve savcıların adli tatile girmiş olması ve bu mahkemelerin bürolarında görev yapan memurların yaz dönemi ve GYS sınavı dolayısıyla çoğunun yıllık izine ayrılması doğal olarak işlerde yavaşlamaya neden olmaktadır.
Yasa metnini hazırlayanlar bu ibare ile açık ceza infaz kurumu ve denetimli serbestliğe ayrılmada vatandaşların ellerinde olmayan şartlardan dahi olsa düzenlemeden faydalanma imkânlarını kısıtlamışlardır. Önceki düzenlemelerde “suç tarihi” ibaresi bu tarz kısıtlamaların önüne geçiyordu.
İnfaz düzenlemesini bu haliyle lehe - aleyhe yorumlayan hukukçular mevcut. Ancak Resmi Gazete’de yayınlanan metni tekrar tekrar okuduğunuzda “31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kapalı - açık ceza infaz kurumlarında bulunan” hükümlüleri kapsadığı net olarak anlaşılıyor.
Düzenleme yapılırken “31/07/2023 tarihi itibariyle cezası kesinleşenler” veya “suç tarihi 31/07/2023” olanlar ibaresi yer almış olsaydı herhangi bir soru işareti veya yorum farkı yer almayacaktı.
2016 ve 2020 tarihlerinde çıkan infaz düzenlemelerinde dosyalarda suç tarihleri baz alınıyordu ve bu durum infaz sürecini kolaylaştırıyordu. 31 Temmuz günü yürürlüğe girecek yeni düzenlemede ise bazı hukukçular 31 Temmuz tarihini suç tarihi / kesinleşme tarihi olarak kabul etse de; yasa içerisindeki maddelerde böyle bir ibare yer almıyor.
İnfaz düzenlemesinde özellikle “31/07/2023 tarihi itibariyle kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden…” ibaresi yer almış. Bu ibareden de anlaşılacağı üzere cezası kesinleşip de haklarında yakalama kararı bulunup teslim olmayanlar yani 31/07/2023 tarihinde cezaevine olmayan hükümlüler bu yasadan faydalanamıyor.
Ayrıca; yasada yer alan ibare bu şeklide uygulanırsa dosyası İstinafta, Yargıtay’da olan, mahkeme kalemlerinde kesinleşmeyi bekleyen veya infaz savcılıkları tarafından haklarında yakalama müzekkeresi hazırlanmayan binlerce vatandaş mağdur olacak. Cezası kesinleştiği halde teslim olmayıp da firari durumda olanlarda 31 Temmuz tarihine kadar teslim olmazsa yasada faydalanamıyor.
Mahkemelerde, savcılıklar ve emniyet birimlerindeki yoğunluk vatandaşları mağdur edebilir. Örnek verecek olursak kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıldan fazla hapis cezasının infazı için doğrudan yakalama emri çıkarılıyor. Yani kolluk ekipleri sizi yakalayana kadar sizin durumdan haberiniz olmuyor. Kolluk ekiplerindeki iş yoğunluğu sizin bu yasadan faydalanmanızı doğrudan etkileyebiliyor.
Her ne kadar düzenleme infaz savcılığı / hakimliği ve cezaevleri infaz bürolarının iş yoğunluğunu direk etkilese bu birimlerde görev yapan savcı, hakim ve memurların izinden dönüp çalışacak olsa da; ilk derece mahkemeler, İstinaf ve Yargıtay’da görev yapan hakim ve savcıların adli tatile girmiş olması ve bu mahkemelerin bürolarında görev yapan memurların yaz dönemi ve GYS sınavı dolayısıyla çoğunun yıllık izine ayrılması doğal olarak işlerde yavaşlamaya neden olmaktadır.
Yasa metnini hazırlayanlar bu ibare ile açık ceza infaz kurumu ve denetimli serbestliğe ayrılmada vatandaşların ellerinde olmayan şartlardan dahi olsa düzenlemeden faydalanma imkânlarını kısıtlamışlardır. Önceki düzenlemelerde “suç tarihi” ibaresi bu tarz kısıtlamaların önüne geçiyordu.
İnfaz düzenlemesini bu haliyle lehe - aleyhe yorumlayan hukukçular mevcut. Ancak Resmi Gazete’de yayınlanan metni tekrar tekrar okuduğunuzda “31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kapalı - açık ceza infaz kurumlarında bulunan” hükümlüleri kapsadığı net olarak anlaşılıyor.
Düzenleme yapılırken “31/07/2023 tarihi itibariyle cezası kesinleşenler” veya “suç tarihi 31/07/2023” olanlar ibaresi yer almış olsaydı herhangi bir soru işareti veya yorum farkı yer almayacaktı.